Kayıtlar

Şubat, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

AH BEYOĞLU VAH BEYOĞLU YANDI GİTTİ KÜL OLDU

Resim
  AH BEYOĞLU VAH BEYOĞLU YANDI GİTTİ KÜL OLDU KİTABIN KONUSU: Eski Beyoğlu ve Beyoğlu insanının yaşantısını anlatan bir kitaptır. KİTABIN ÖZETİ : 19. yüzyılın ortalarındaki Beyoğlu, eskiye oranla daha kalabalık bir görüntü sergilemezmiş. Caddelerde dolaşan delikanlıların işleri yok ve cepleri boşmuş. Beyoğlu’nda kahveler 1850 yılından itibaren çoğalmaya başlamış. Buralara daha çok elçilik görevlileri ile Rum ve Ermenilerin kalantorları gelirmiş. Lebon Pastanesi Dörtyol’da İstiklâl Caddesi ile Kumbaracı Yokuşu’nun bittiği köşede 459 numaradadır. Onun karşısında ise cadde üzerinde 362 numaralı Markiz Pastanesi vardır. Bu pastaneler Beyoğlu’nda kafasını dinlemek isteyen, gazete, dergi ve kitap okuyanların tercih ettiği yerlermiş. Yakup Kadri, Refik Halit, Abdülhak Şinasi kışın Lebon’da iseler, yazında Tepebaşı Bahçesi’nin “bayağı ve aşağılık havası” ile ciğerlerini eğlendirmeye çalışırlar. Elit Kahvesi Asmalımesçit’tedir. Bu sokakta oturanların yarısı Levanten ise, yarısı da Yahudi’d...

Alemdağda Var Bir Yılan - Sait Faik ABASIYANIK

Resim
Kitabın Adı: Alemdağda Var Bir Yılan Kitabın Yazarı: Sait Faik ABASIYANIK Kitabın Konusu: Bir kişinin hayata bakışı, hayalleri ve düşleri. Kitabın Özeti: Kitap hikayelerden meydana geliyor. İçindeki hikayelerden Alemdağda Var Bir Yılan, Panco’nun Rüyası, Hişt,Hişt!..’in özeti aşağıdadır. ALEMDAĞDA VAR BİR YILAN Biz insanların çoğu zaman kendimizi yalnız, boşlukta hissettiğimiz anlar vardır. İşte bu anlarda hayata bakış açımız da değişir. Her olaya, herşeye kötü tarafından bakarız. Yarısına kadar dolu olan bardağı, yarısı niye boş diye kendimize dert ederiz. İşte hikayemizin kahramanı da kendini hep böyle hisseden biri. Bir de biz bu adamın İstanbul’da yaşadığını kabul edersek bakın bu adamın düştüğü bataklığa. Ama bu insanın da yaşaması, mutlu olması gerekiyor. İstanbul’da mutlu olamıyorsa hayal gücü de yok demiyoruz. Kendisine yaşanacak, mutluluğu bulacağı bir yer kuruyor.  Buranın adı da Alemdağ. PANCO’NUN RÜYASI Öyle bir adam ki Panco; miskin, bıkkın, hayatta ulaşmak istediği bi...

ADL (Adil olan, adaleti emreden)

Resim
  ADL (Adil olan, adaleti emreden)  "Ey iman edenler, adil şahidler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. Adalet yapın. O, takvaya daha yakındır. Allah'tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır".  (Maide Suresi, 8) Allah adalet yapanların en hayırlısıdır. O'nun mizanı tüm kainatı kuşatmıştır. O, adaletini dünyada ve ahirette kullarına gösterecektir. Herşeyi hakkıyla gören, herşeyin içini dışını bilen, herşeyden haberdar olan Allah'ın tüm işleri hikmetli ve adaletlidir.  İnsanların yaşamları boyunca işledikleri tüm fiiller muhakkak Allah'ın adaletine göre değerlendirilecektir. Zulüm yapanların zulümleri elbette karşılıksız kalmayacağı, iyi tek bir sözün bile mükafatının verileceği, Kuran'da bizlere bildirilmiştir.  Zaten iyi ile kötü bir olamayacağına göre tüm bunların adilce değerlendirileceği bir yer olmalıdır.  İşte bu yer ahirettir; Allah'ın sonsuz adaletinin...

Güncel Sözlerden Seçmeler

Resim
  "İnsan, eğer başkalarına yapılan haksızlıklara başkaldıramıyorsa kendisine yapılan haksızlıklara da baş eğmek zorunda kalır." "İnsanın bırakabileceği en büyük miras, temiz bir aile ismidir." Kimin namaz kıldığı,  Kimin oruç tuttuğu,  kimin içki içtiği kimseyi ilgilendirmez. Ama vergilerimizi kimin çalıp  milletin hakkını kimin yediği herkesi ilgilendirir! "Bir köyde çoban değişecek ise buna köylüler karar verir, çobanın koyunları değil." (Sümer Atasözü)

KÜTAHYA İLİNDEN NE ALINIR?

Resim
KÜTAHYA İLİNDEN NE ALINIR?  Çinileri ve porselenleri dünyaca ünlü Kütahya'da el sanatları da hala üretimini sürdürmektedir. Tabakçılık, urgancılık, hasırcılık, ağdacılık, yemenicilik, semercilik, nalbantlık,saraçlık gibi yok olmak üzere olan el sanatlarının son temsilcileri Simav ilçesinde bulunmaktadır. Çini ve porselen eşyaların yanısıra, dokuma ve el işlemeleri hediyelik olarak satın alınabilir.  ÇİNİCİLİK:  Kütahya'nın simgesi ve onu bütün dünyaya tanıtan "Çinilik" Kütahya’da en önemli sanat kolu olmanın yanısıra, önemli bir geçim kolu olma özelliği de taşır. Kütahya’da Friglerle başlayan seramik yapımı Bizans dönemi sonuna kadar sürekli gelişme göstermiştir.  Kütahya, 100 yılı aşkın bir süre Selçuklularla Bizanslılar arasında tampon bölge olarak kalmıştır. Bu dönem çiniciliğinde Bizans ve Selçuklu kültürünün özellikleri birlikte kullanılmıştır. Daha sonra Beylikler dönemine giren Kütahya’da Osmanlı etkisi görülmeye başlamıştır.  1314 tarihli Vacidiye Medres...

Acaba Bir de Lakerda İstesem, Ne Olur?

Resim
Yemek Rakı, dünyada adına özel olarak mutfak kurulmuş tek içkidir. Şarabı yemeğe göre seçersiniz, ama çilingir sofrasında yemek rakıya göre seçilir. Rakının yanına öyle her mezeyi koyamazsınız. Üstat Murat Belge "kişilikli bir içkidir" dediği rakının yemekle ilişkisi üstüne şu saptamalarda bulunur: "Rakı aslolarak meyhanede içilir, yani belli bir yemek düzeni içinde içilir. Damıtılmış olması, yüksek alkol derecesi ve benzer özellikleriyle rakı, Batılıların yemek öncesi aperitif içkilerine benzer.  Ama Batılılar olayı böyle sert bir içkiyle açıp sonra yemeğe şarapla devam ettikleri halde sertliğe alışmış olan milletimiz yemeğini de rakıyla yer. Yaklaşık 45 derecelik bir yemek içkisine sahip olmak, bence, başka alanlarda fazlaca şanslı olduğunu söyleyemeyeceğimiz Türk toplumunun en büyük talihlerinden biridir. Ayrıca, bütün o talihsizlikler, ancak 45 derecede çekilir hale geliyor. Rakı yemekle içilir dedik ama, bu da biraz tartışmalı, rakı içimi alanında yeni fraksiyonlaşm...

Takuhi Tovmasyan Soframız Şen Olsun

Resim
Yedikule Suriçi'nin güneybatısında yer alan tarihi İstanbul semti. Bölge, Samatya'ya kadar daha çok Ermeni, Yahudi ve az sayıda Rumun işlettiği meyhaneler ile bilinirdi.  Osmanlı döneminde semtin sur dışındaki kesiminde bulunan mezbahalarda küçükbaş hayvan kesildiğinden, meyhanelerde çokça et bulunurdu.  Mehmet Tevfik'in meyhane listesine buradan Mağara adlı gizemli meyhane girmiştir. Marul Palas ismiyle de alınan Havuzlu Meyhane semtin tarihe karışmış bir diğer önemli meyhanesiydi.  Yakınlarında bulunan Langa bostanlarından ve Kumkapı balıkçılarından faydalanan mekânlarının mutfakları da zengindi.  Anılması gereken bir diğer meyhane ise, yazarlarımızdan Yedikuleli Takuhi Tovmasyan'ın dedesi tarafından 20. yüzyılın ilk yarısında, Kalekapısı'nda işletilen Ğazaros Efendi'nin cermakçurhanesidir.  Tarihi binasında 1890'lardan beri hizmet veren, 1948'de merhum Süleyman Kızıltay tarafından devralınan ve şimdi oğlu tarafından işletilen Safa Meyhanesi, Yedikule...

Yahudi Lobileri Tarafından Hazmedilmeyen Kennedy

Resim
KENNEDY (1963) Tam ismi John Fitzgerald olan Kennedy, Amerika Birleşik Devletleri'nin 35. Devlet Başkanı idi. 1917 yılında doğan Kennedy'nin ailesi, irlanda'dan Amerika'ya gelmiş göçmenlerdendir. Çocukluğunu Boston'da geçirmiş, tahsilini Harward Universitesi'nde tamamlamış, bu arada yazarlığa başlayarak çok okunan bazı eserler kaleme almıştır.  II. Dünya Savaşı'ndan sonra siyasete atılan Kennedy, kısa zamanda Temsilciler Meclisi'ne seçilmiş, sonra senatör olmuş ve nihayet 1960 yılında Başkan seçilmiştir.  Onun halk tarafından çok sevilmesi ve uygulamaya çalıştığı ekonomik programlar şüphesiz ki muhalifleri ve özellikle Yahudi lobileri tarafından hazmedilememiş ve 188 bugün bile mahiyeti tam olarak anlaşılamayan bir suikast düzenlenerek, karısı ile Dallas Texas'da bulunduğu bir sırada, onlarca korumasına ve sıkı güvenlik önlemlerine rağmen, 22 Kasım 1963 tarihinde, vurularak öldürülmüştür. Nereden geldiği belli olmayan kurşun bir anda Kennedy'nin...

Grip ile İlgili Doğru Bildiğiniz Yanlışlar

Resim
Grip ile İlgili Doğru Bildiğiniz Yanlışlar   YANLIŞ   Grip sadece sıkıntı veren bir hastalıktır.  DOĞRU   Grip Amerika’da her yıl ortalama 114.000 hastaneye yatış ve 20.000 ölüm ile, hastalık ve ölümlerin büyük kısmının ana sebebini oluşturur.   YANLIŞ   Grip basit bir üst solunum yolu enfeksiyonudur.  DOĞRU   Grip ani olarak başlayan yüksek ateşle seyreden, aşırı halsizlik, bitkinlik, kuru öksürük kas, eklem ve baş ağrısı ile kendini gösteren bir hastalıktır. Gribe yakalanan kişi en az 3-5 gün yatak istirahatı ile kendini toparlayabilir. Ayrıca vücudun bağışıklık sisteminin zayıflaması nedeniyle zatürree gibi ikincil hastalıklarında tabloya eklenmesi ile hastalık daha da ağırlaşabilir.   YANLIŞ   Grip aşısı gribe yol açar.  DOĞRU   Grip aşıları inaktive veya ölü grip virüslerinden üretilir ve gribe yol açamaz ve grip hastalığı oluşturmaz.    YANLIŞ   Grip aşısı %100 koruma sağlamadığından, aşı olm...

Ekrem İmamoğlu:"Uzun ve zahmetli bir yola çıkıyoruz"

Resim
İmamoğlu adaylık gerekçelerini ve yol haritasını açıkladı: Uzun ve zahmetli bir yola çıkıyoruz CHP'nin cumhurbaşkanı adayını belirleyeceği 23 Mart'taki üyelerle ön seçime tek aday olarak girecek olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, adaylık gerekçeleri ve yol haritasını CHP Genel Merkezi'nde partililere hitap ederek açıkladı. Hakkındaki siyasi yasak ve hapis cezasıyla ilgili davalara dikkat çeken İmamoğlu, "O sandık eninde sonunda milletin önüne gelecek. Siyaseti dizayn etmeye çalışan başta Cumhurbaşkanı ve bu yönetim anlayışı tarihin en büyük hezimetini yaşayacak" dedi. Ekrem İmamoğlu "Sen seç, tarihe geç" sloganını ön seçim kampanyası ve adaylık sürecine ilişkin bilgi vermek CHP milletvekilleri, PM üyeleri, MYK üyeleri, il, ilçe başkanlarıyla bir sabah saatlerinde bir toplantı yaptı. Daha sonra basına açık toplantıda yol haritasını açıkladı. Bu program öncesinde İmamoğlu'nun adaylık hedeflerinin yer aldığı bir broşür partililere...

Oğuz Kağan Destanı

Günlerden bir gün Ay Kağan bîr erkek çocuk doğurdu. Çocuk kara saçlı, kara kaşlı, ela gözlü, kırmızı ağızlı idi. Perilerden daha güzeldi. Çocuk, anasından yalnız bir defa süt emdi. Bir daha emmedi. Konuşmaya başladı. Çiğ et ve şarap istedi. Kırk günden sonra büyüdü. Yürüdü. Oynadı. Ata bindi. Geyik avına başladı. Günlerden sonra, gecelerden sonra bir yiğit oldu. Bahadır oldu. Oğuz Kağan denen bu bahadır bir gün Tanrı'ya yakarmakta idi.  Birdenbire etraf karanlık kesildi. Gökten bir ışık düştü. Bu ışık aydan da, güneşten de parlaktı. Oğuz Kağan gördü ki bu ışığın içinde bir kız var. Bu kız çok güzeldi. Yüzünde ateşli, ışık saçan bir beni vardı. Kutup Yıldızı gibi İdi. Gülse, mavi gök de gülerdi. Ağlasa, mavi gök de ağlardı. Oğuz Kağan bu kızı görünce aklı başından gitti. Kızı sevdi, aldı. Kız, Oğuz Kağan'a üç erkek çocuk doğurdu. Birincisine "Gün", ikincisine "Ay", üçüncüsüne "Yıldız" adını koydular. Oğuz Kağan gene bir gün ava gitti. Gördü ki gölün...

Satuk Buğra Han Destanı

Hz. Muhammed kanatlı atı Burak'ın sırtında göklere yükseldiği "Mirâç Gecesinde" gök katlarında kendinden önceki peygamberleri görür. Bunlar arasında birini tanıyamaz ve Cebrail'e bunun kim olduğunu sorar.  Cebrail : "Bu peygamber değildir. Bu sizin ölümünüzden üç asır sonra dünyaya inecek olan bir ruhtur. Türkistan'da sizin dininizi yayacak olan bu ruh Abdülkerim Satuk Buğra Han adını alacaktır." Hz. Muhammed yeryüzüne döndükten sonra her gün İslâmiyet'i Türk ülkesine yayacak olan bu insan için dua etti. Hz. Muhammed'in arkadaşları da bu ruhu görmek istediler. Başlarında Türk başlıkları bulunan silâhlı, kırk atlı göründü. Satuk Buğra Han ve arkadaşları selâm verip uzaklaştılar. Bu olaydan üç asır sonra Satuk Buğra Han, Kaşgar Sultanı'nın oğlu olarak dünyaya geldi. Satuk Buğra Han'ın doğduğu gün yer sarsılmış, mevsim kış olduğu halde bahçeler, çayırlar çiçeklerle örtülmüştü. Falcılar bu çocuğun büyüyünce Müslüman olacağını söyleyerek öldür...

Şu Destanı

Destan Hakkında Bilgi Destana kahraman olarak adını veren Şu, sanıldığına göre M.Ö dördüncü yüzyılda yaşamıştır. Bir Türk Hakanıdır. Destanda Makedonyalı İskender'in, İran üzerinden Asya'ya doğru yürürken yapılan savaşları ve bu savaşların Türklerle ilgili bölümü anlatılmaktadır.  Türk boylarının oluşumu, Türklerin şehir hayatı yaşamağa başlamaları, aynı zamanda milletini geçici bir işgalden mümkün olduğu kadar can ve mal kaybına uğratmadan kurtarmak için düşünen bir Hakanın kaygıları da anlatılan destanın en büyük özelliği, daha sonraki Türk destanlarında gelişecek olan ana fiziği ve süslemeleri önceden işlemesidir. Destanın kısa da olsa bir özeti Divan-ı Lügat-it Türk'de kayıtlıdır. Destanın Özeti Şu Kalesi, Balasagun yakınlarında, genç bir Hakan olan Şu tarafından yapılmış bir kaleydi, fakat Hâkan'ın sarayı Balasagun'da idi. Kalede ve Balasagun'da, o çağların en güçlü, en büyük ordusu bulunuyordu. Şehir zengindi. Öyle ki, her gün, Şu Hakanı'nın sarayının ...

Türeyiş Destanı

Destan Hakkında Kısa Bilgi Bir Uygur destanıdır. Büyük Türk imparatorluğunun Göktürklerden sonraki halkası olan Uygur Türkleri, Türeyiş Destanı ile soylarının yeryüzünde ilk görünüşlerini anlatırken aynı zamanda da, bütün Türk boylarında yaygın bir inanış olarak beliren, soyun ilâhî bir kaynağa bağlanması fikrini bir kere daha belirtmiş olmaktadırlar. Uygur Türeyiş Destanının, Göktürk-Bozkurt Destanı ile olan çok yakın benzerlikleri, ilk okuyuşta anlaşılacak kadar açıktır. Hemen bütün Türk Destanlarının birinci derecedeki unsuru olan kurt süsü, gerek Türeyiş ve gerekse Bozkurt Destanlarında özellikle ilâhileştirilmekle, neslin başlangıcı ve sürekliliği bu ilâhî süse bağlanmaktadır. Türeyiş Destanı, aslında bir büyük destanın başlangıç kısmına benzemektedir. Büyük bir ihtimâlle, Göktürk-Bozkurt destanı gibi Uygur Türeyiş Destanı da, ilk büyük Türk Destanı olan Yaradılış Destanının etkisi altında gelişip meydana getirilmiş, daha dar bir çevrenin küçük çapta bir yaradılış destanıdır. Dest...

Yaratılış Destanı

Her şeyden önce su vardır. Yer, gök, ay ve güneş yoktu. İlah Kara Han (Kayra Han) ile insan vardı. Her ikisi de birer kara kaz şeklinde , suyun üstünde uçuyorlardı. Kara Han hiç bir şey düşünmüyordu. O sırada insan rüzgârı icât edip suyu dalgalandırdı, Kara Hanın yüzüne su sıçrattı. Bunu yapınca da kendisinin ilahlardan daha güçlü olduğunu sandı, daha yüksekte uçmak istedi. Ama uçamadı ve suya düşüp dibe doğru dalmağa başladı.  Neredeyse boğulacaktı; "Bana yardım et!" diye bağırıp Kara Handan yardım istedi. Kara Han izin verdi ve insan su yüzüne boğulmadan çıktı. Ondan sonra Kara Han: "Sağlam bir taş olsun!" dedi; suyun dibinden bir taş yükseldi. Kara Han ile İnsan, bu taşın üstüne oturdular. Kara Han İnsana: "Suya dal, suyun dibinden toprak çıkar!" diye emir verdi, insan bu emri yerine getirdi. Suyun dibinden çıkardığı toprağı Kara Han'a götürdü. Kara Han, insanın getirdiği toprağı suyun üzerine serpti ve serperken de: "Yer olsun!..." diye b...

SAKATLARIN İYİLEŞTİRİLMESİ VE EĞİTİMİ

SAKATLARIN İYİLEŞTİRİLMESİ VE EĞİTİMİ  Sakatların iyileştirilmesi: Sakatlık yapan hastalık ve kazalardan sonra hemen önlem alınmalıdır. Özellikle trafik kazalarında ilk yardım çok önemlidir. Kazalardaki ölümlerin yarıdan çoğu ilk yarım saat içinde olur.  Kaza sonrası hiç zaman geçirmeden yaralıyı en yakın hastaneye ya da doktora ulaştırmalıdır. Hastanelerde Acil Yardım Servisleri vardır. Bu bölümde günün her saatinde doktor bulunur. Kazaya uğrayanlara ilk tedavileri burada yapılır.  Sakatların Eğitimi: Sakatların eğitimi denilince daha çok özürlü (sakat) çocuklar akla gelir. Yurdumuzda; görmeyen, işitmeyen, hareket edemeyen, zihinsel, ruhsal dengesi bozuk 4.500.000 yurttaşımız var.  Bu sayının 1.400.000 kadarı çocuktur. Sakat çocuklarımızdan; görmeyenler için 7, işitmeyenler için 21, ortopedik özürlüler için l okul açılmıştır. Zihinsel ve ruhsal özürlüler ise belirli okullarda özel dershanelerde öğrenim görmektedir. Sakatlar da yaşamlarını sürdürmek için çalışmak ve ...

TOPAL TEKİN

 TOPAL TEKİN Anadan doğma sakattı. Bir bacağı, ötekinden biraz kısa olduğu için yürümeğe başlamasıyla, öteki insanlar gibi yürüyemediğini ve aksadığını hemen fark etmişti. Babası, onu göstermedik doktor bırakmamıştı.  Fakat hiç çare bulamamıştı. Bacağın biri, doğuştan kısaydı. Bunun çaresini bulmağa, henüz insan bilgisi yetmiyordu.  Doktorlar: Hem o kadar önemli de değil, diyorlardı. «Ayağın biraz aksaması, büyük bir eksiklik değildir.»  Ama o öyle düşünmüyordu. Öbür çocuklardan ayrı, başka bir şey olduğunu ve kendisi gibi çocuklara pek az, adeta binde bir rastlanabileceğini görüyordu. Onu kim görse, ilk önce aksayan bacağına bakıyor değil miydi?..  Okul yaşı geldiği zaman hüngür hüngür ağladı. Bu çocuk, ötekiler gitmeğe can atarken okulu istemiyordu. Başka sağlam çocuklarla bir araya gelmekten ödü patlıyordu.  Diretti.  Okula mek istemiyordu. Kendisine öğretmen tutsunlardı. Evde öğrenecek, sonra ilkokul imtihanını verecekti.. Ana baba, üzüntüsünden ha...

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel: “Tam Bir Mutabakat İçindeyiz”

Resim
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel: “Tam Bir Mutabakat İçindeyiz” “BU İŞ DÖNER, SAYIN ERDOĞAN’IN DİPLOMASINI KONUŞTURUR” “İMAMOĞLU’NUN ADAYLIĞININ ERDOĞAN’DA NASIL BİR PANİK YARATTIĞININ İSPATI…” “TRANSFER BEDELİ EN ÜST KARAR ORGANINDA GÖREV ALMAKSA O PARTİ BİTMİŞTİR” Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu başkanlığındaki İYİ Parti heyetini Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi’nde ağırladı.  Görüşmenin ardından açıklama yapan Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, “Değerli basın mensupları, hem sizlere hem de sizler aracılığı ile milletimize iyi bir hafta diliyoruz. Biz bu haftaya çok özel bir ziyaretle başladık.  Siyaset hayatımız boyunca hem aynı mevkilerde görev yapmış, bugün de partilerinde genel başkan olarak bir kez daha yolları kesişmiş iki genel başkan olarak hem de geçmişte aramızdaki abi - kardeş hukukunu her zaman muhafaza etmiş iki kişi olarak bugün Sayın Genel Başkanımız Müsavat Dervişoğlu’nu çok k...